Blogger tarafından desteklenmektedir.

12 Şubat 2016 Cuma

Tag: ,

MUHASEBE KONGRELERİ



            
"Türkiye Muhasebe Kongreleri"nin, ülkemizde muhasebe mesleğininin gelişmesi üzerinde önemli etkileri olduğu aşikardır.  İlki 1957'de toplanan Kongrelerde pek çok alanda faaliyet gösteren meslek mensubuv bir araya gelerek, muhasebe mesleğinin sorunlarını tartışmışlardır. Zaman zaman tansiyonu yükselen tartışmalara karşın, çıkarları birbiriyle  çelişen bu gruplar, muhasebe mesleğinin geleceği konusunda önemli görüşler ortaya koymuşlar ve kararlar almışlardır. Ne var ki alınan bu Kongre kararlarından bir çoğu uygulanamamıştır. Genel hatlarıyla Türkiye Muhasebe Kongreleri'nin, yerleri, tarihleri ve konuları dönemler açısından aşağıdaki gibidir.

    1850-1925 DÖNEMİ
Ülkemizde muhasebenin belli bir disipline bağlanması 1850 tarihli “Kanunname-i Ticaret” ile başlar. 1807 tarihli Fransız Ticaret Kanunu’nun tercümesi olan bu metin,tüccarların tutmakla yükümlü bulundukları defterler hakkında hükümler getirmiştir. 
Batı ülkelerinde de olduğu gibi,muhasebe konuları ülkemizde uzun süre ticaret muhasebesi veya genel muhasebe çerçevesinde kalmıştır.1854 Kırım Savaşı’ndan sonraki dönemde yabancı sermayenin faaliyet göstermiş olduğu alanlarda da genel muhasebe esasları geçerli olmuştur.

 1926-1938 DÖNEMİ 
1926 yılında yürürlüğe giren Ticaret Kanunu’nda;şirket hesaplarının tutuluş şekli ile kârın hesaplanması üzerinde durulmuş,ayrıca hesap dönemleri ile sınırlı olarak envanter çalışmaları,bilanço ve K/Z tablolarının düzenlenmesi gibi hususlarda belli esaslar getirilmiştir. 1933 yılından itibaren,devletçilik tatbikatına bağlı olarak iktisadi devlet teşekküllerinin temelini teşkil etmek üzere kurulan Türkiye Sanayi ve Maden Bankası ile buna bağlı fabrikaların muhasebe organizasyonu,daha sonra ise Sümerbank’ın genişleyen faaliyetlerinin doğal bir sonucu olarak Almanlar tarafından yapılan maliyet muhasebesine ilişkin çalışmalar, hem kamu hem de özel sektör çerçevesinde faaliyette bulunan işletmelere örnek olmuştur. 

1933-1947 DÖNEMİ 
İktisadi devlet teşekküllerinin faaliyetlerini düzenlemek üzere 1938 yılında yürürlüğe girmiş bulunan 3460 sayılı kanun aynı zamanda “işletme bütçesi” tatbikatına yol açmakla gelişmeleri daha da ileri götürmüştür.Burada özellikle ll.Dünya Savaşı’nın devam ettiği yıllarda, devletçe yapılan fiyat kontrolüne ilişkin uygulamalar işletmeleri ayrıca maliyet hesaplama usulleri ile muhasebe konuları üzerine eğilmek durumunda bırakmıştır.   
 1948-1960 DÖNEMİ 
            II.Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından savaş ekonomisinden çıkılarak batı ülkeleri ile artmaya başlayan ilişkilerle birlikte ülkemiz yeni iktisadi ve mali sorunlarla karşı karşıya kalmıştır.Özellikle hazırlıkları tamamlanıp 1950 yılında yürürlüğe girmiş bulunan gelir vergisi reformuna ilişkin mevzuat,eskisine kıyasla çok geniş bir mükellef zümresini muhasebe konularıyla yakından ilgilenme durumunda bırakmıştır1960 SONRASI DÖNEMİ  
1960 yılından sonra ülkemizde başlayan planlı kalkınma dönemi ile birlikte,gerek kamu sektöründe,gerekse özel sektörde faaliyette bulunan işletmelerden, özellikle plan hedeflerine uygun yatırım harcamalarına girişenleri,yeni muhasebe tekniklerini de izlemek mecburiyetinde bırakmıştı
Özellikle 1964 yılında iktisadi devlet teşekküllerinin mali işler ve muhasebe düzenlerini tarihi gelişimi içinde inceleyip tüm teşekküllerde uygulanabilir yeknesak bir sistem geliştirmek amacıyla muhasebe teorisi ile uğraşanlarla uygulamacılardan oluşan bir çalışma komisyonu kurulmuştur. 1971 yılında “Tek Düzen Muhasebe Uygulama Komisyonu” tarafından hazırlanan Tek Düzen Muhasebe Sisteminin Genel Muhasebe bölümü 1972 yılında uygulamaya konmuştur.

1974 yılında Tek Düzen Muhasebe Sisteminin uygulanmasında karşılaşılan güçlükler ve noksanları inceleyerek sonuçlandırmak üzere bir komisyon kurulmuştur.Bu komisyonun yaptığı çalışmalar sonucu 1976 yılında maliyet muhasebesi hesap çerçevesini ihtiva eden “Tek Düzen Maliyet Muhasebesi Rehberi” hazırlanmış ve 1977 yılından itibaren uygulanmaya başlanmıştır.

1980’den sonra Türk Ekonomisinde pazar ekonomisi uygulamasına geçiş ve dışarıya açılma hareketleri yabancı sermayenin ülkemize girmesinin yoğunlaşması ile Türk Ekonomisinde meydana gelen bu yapısal değişim 1981’de  amacı, “tasarrufların menkul kıymetlere yatırılarak halkın iktisadi kalkınmaya etkin ve yaygın bir şekilde katılmasını sağlamak sermaye piyasasının güven, açıklık ve kararlılık içinde çalışmasını,tasarruf sahiplerinin hak ve yararlarının korunmasını düzenlemek ve denetlemek” olan Sermaye Piyasası Kanunu’nun çıkmasına ve ardından da 1982 yılında kuruluş amacı, “Menkul Kıymetler ve Sermaye Piyasası ile ilgili kuruluşlar hakkındaki kanunun aydınlatılması,borsanın gelişmesine ve yaygınlaşmasına zemin hazırlanması,Sermaye Piyasası’nda sağlıksız gelişme eğilimlerini önlemek, ilgili kuruluşları yurt ekonomisi yararına yönlendirmek ve halkın iktisadi kalkınmaya etkin ve yaygın bir şekilde katılmasını sağlamak” olan Sermaye Piyasası Kurulu’nun oluşmasına neden olmuştur.  

1.6.1989 tarihinde kabul edilen 3568 sayılı “Serbest Muhasebecilik,Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu”işletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde işleyişini sağlamak,faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemeye,değerlendirmeye tabi tutarak gerçek durumu ilgililerin ve resmi mercilerin istifadesine tarafsız bir şekilde sunmak ve yüksek mesleki standartları gerçekleştirmek üzere “Serbest Muhasebecilik,Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavir Odaları,Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavir Odaları Birliği’nin”kurulmasına karar verilmiştir.

Dünya Çapında gerçekleşen politik, ekonomik, sosyal, teknolojik ve insani kaynak değişimlerinden etkilenmeksizin aynı kalan hiçbir meslek yoktur. İşletmeler hatta sektörler birleşmekte, yeni meslekler ortaya çıkmaktadır. Bu değişimde teknolojik gelişmelerin modern yaşamın her alanında etkisini göstermesi büyük rol oynamıştır.Muhasebe mesleğinin, piyasada başarılı bir şekilde rekabet edebilen ve kamu çıkarını koruyan saygı değer ve değerli bir meslek olarak kalabilmesi için değişiklikleri öngörmek ve değişikliklere liderlik edebilecek bir yapılanma içinde olması kaçınılmazdır.




Kaynak:http://www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/erdogan/008/
Erdoğan AVDER/Geçmişten Günümüze Muhasebe Mesleği

About Unknown

Merhabalar, ben Hasan Sezgin. SoloFinans blog sayfası yazarı ve sahibiyim. Muhasebe-Finans alanında doktora eğitimi almaktayım. Bu bilim dalına dair ilginç ve önemli gördüğüm konular ile eğlenceli olabilecek diğer pekçok meseleyi de sizlerle paylaşma arzusundayım. İyi bloglar dilerim...

0 yorum:

Yorum Gönder

 

AdsYeni1